MB Log

GİDİP DE GERİ GELMEYENLER

Hayat, tüm soruların cevabını içinde barındırır. Ne tuhaf, insanlar bunun farkına bile varmazlar.

Mustafa Bayındır

 

Soğuk ve yağmurlu bir gündü. Aniden bardaktan boşalırcasına bastıran yağmur, iki sokak ötedeki Sahaf’tan eve gelene kadar sırılsıklam olmasına yetmişti. Uzun zamandır kafasını kurcalayan bir soruya cevap bulmak için gittiği sahafın raflarından bulduğu, eskimiş ve haliyle tozlanmış kitabı özenle dolabın üzerine koydu. Paltosunun altında, yağmurdan korumaya çalıştıysa da, kitabın nemden yapışan sayfaları açmak için kurumasını beklemesi gerekecekti.

Üzerindeki sırılsıklam olmuş elbiseleri çıkardıktan sonra, kuruması için sobanın kenarına bıraktığı ve okumayı heyecanla beklediği kitabı eline aldı. Gözlerini kapadı ve rastgele bir sayfa açtı. Bu gecenin şansına olsun diye içinden geçirdi ve derin bir nefes alarak açtığı sayfaya göz gezdirdi.

“ Gerçeğin arayışında olanlara;

Sonunda ayrılık günü gelip çatmıştı. Uzun süren çalışmalarının meyvelerini toplayacağı gün bugündü.  Aynada son bir kez kendisine baktı. Yorgun gözler ve yorgun bir yüz gördü siluetinde ama oldukça mutluydu. Son bir kez, onu bu zorlu serüvende hiç yalnız bırakmayan hocasının odasına yöneldi. Kapıyı araladığında, hocasını her zaman olduğu gibi yine bir kitabın sayfaları arasında kaybolmuş halde buldu ve rahatsız edeceğini bilerek de olsa seslendi.

Hocam merhabalar müsaitseniz girebilir miyim?

Hoş geldin. Ne demek girebilir miyim, burası senin de odan sayılır. Demek ayrılıyorsun ve bugün buradaki son günün.

Evet, hocam,  gitmeden önce son bir soru sormak istiyorum size, tabi eğer uygun görürseniz.

Seni dinliyorum evlat.

Geçenlerde eve dönerken yolda yardıma muhtaç biriyle karşılaştım. Benden birkaç kuruş bozuk para aldıktan sonra yüzüme bakıp “Hey evlat” dedi ve o günden bu yana beynimi kemiren, içinden çıkamadığım bir soru sorup arkasına bakmadan çekip gitti.

Neymiş o soru. ? Söyle bakalım.

“İnsanoğlunun evrende en pahalıya sahip olduğu buna rağmen en cömertçe harcadığı şey nedir? “

Hocası sanki çoktandır bu soruyu bekliyormuş da cevabına hazırmış gibi gözlerini ona doğru yöneltti. Bu bakışı iyi bilirdi ve gelecek cevabın beklemediği bir cevap olacağına da emindi.

“Gidip de geri gelmeyendir.” evladım dedi hocası.

Bir an duraksadı ve düşündü. Düşündü düşünmesine ama daha çok derin manalar arasında kaybolmuş hissetti kendini. Burada kalamazdı,  bu sorunun cevabın mutlaka öğrenmeliydi. “Hocam rica etsem biraz daha açıklayıcı bir cevap alabilir miyim? “ diyebildi.

Gidip de geri gelmeyendir. Evlat diye tekrarladı hocası. Nedir gidip de geri gelmeyen? 3 şey vardır gider ama bir daha asla geri gelmez işte bunlardır sorunun cevabı.

Nedir onlar hocam?

Zaman, Sağlık ve Dost’tur, evladım.

Zaman o kadar kısıtlıdır ki,  yapmak istediğimiz bir dolu şey olmasına rağmen yapmaya yetecek zamanımız yoktur. Her yeni doğan gün aynı miktarda edindiğimiz ama her zaman yokluğundan şikâyet ettiğimiz zaman, sahip olduğumuz en pahalı malzemedir. Buna rağmen öylesine cömertçe ve kolay harcanır ki. Üstelik bir kere gitti mi, bir daha kimse geri getiremez zamanı.

Gelelim ikinciye, Sağlık; öylesine pahalıdır ki sağlığınız yerindeyken bunu hissetmezsiniz ama bir kere hastalandınız mı kaybettikleriniz sadece doktora ve ilaca vereceğiniz masrafların çok ve çok ötesindedir. Fakat öylesine vurdumduymaz öylesine heba ederek harcarız ki sağlığımızı, o da aynı zaman gibi,  bir kere gitti mi geri gelmez.

Üçüncü ve sonuncusu ise Dost’tur. Birçok arkadaşın olabilir ama gerçekten dost edinmek oldukça zaman alır. Dost edinmek için harcadığınız zamanın maliyetini ve bu dostluğun size kazandırdıklarını kaybettiğinizi düşündüğünüzde, oldukça pahalıya malolan dostluklarınızın değeri ancak bir çırpıda harcadığınız anlarda anlaşılır. Kırılan bir kalbi onarmak olasıdır belki ama güvenini yitirdiğiniz dost asla geri gelmez.

Sayfanın sonuna doğru heyecandan nefes alamadığını hissetti. Tam da aradığı cevabı bulmuştu. Sanki onun sorusunu duymuşlar da kitabı yazmışlar gibiydi. Hemen kitabın baskısına baktı. 1980 olduğunu gördüğünde ise şaşkınlığı bir kat daha artmıştı. Bu onun doğduğu yıldı. Aniden içi titredi. Kitabı ellerinin arasında tutup pencereye yaklaştı. Doğramalarının arasından soğuğun sızdığı küçük pencereden dışarı baktı. Pencereye vuran yağmur damlaları arasında düşünceleriyle  gecenin karanlığına doğru dalarken, yitip giden zamanı, sağlığı ve dostlarıydı. 

Proje ve faliyetlerimizden haber alın.

Bize Ulaşın

NÖRON ÖZEL EGT. VE DAN. HİZ. LTD. ŞTİ.

Alsancak Mahallesi 1473 Sokak No:5 
Muzaffer Tuzcuoğlu iş merkezi Kat.3 D.303 Konak / İzmir

T02324634223

Einfo@noronus.com