ÖĞÜN ARASI ATIŞTIRMALIK MESAJLAR-1-
(EKMEK) DOYURUCU NİTELİK: Başarmanın gücü sadece sizin içinizde saklı
(DOMATES) BESLEYİCİ NİTELİK: Disiplinle bağlı olmak ve vazgeçmemek
(PEYNİR) DAMAKTAKİ TAT: Görevi başarı ile tamamlamanın verdiği haz, MUTLULUK
Aylardan Mayıs, saat 4.30 suları, Kıbrıs Şehitleri caddesinin başındayım, İzmirlilerin birbirlerine buluşmak ve görüşmek için randevu verdikleri yer Meşhur Sevinç pastanesinin önü. Güzel bir bahar öğleden sonrası, güneş var ama hava hafiften kapatmaya başlıyor. Etrafta cıvıl cıvıl insanlar. Kabalık bir cadde, kafeler, restoranlar, birahaneler, sokak çalgıcıları, tam bir şenlik havası esiyor. Herkes mutlu, gençlerin sesi bir kat daha yüksek çıkıyor ve kahkahalar yükseliyor.
Son zamanlarda bir grup öğrenci maharetlerini sergilemek ve birkaç kuruş cep harçlığı çıkarabilmek için gümüş gri bir tonda boyalı halleri ile canlı heykel olarak neredeyse her gün oradalar. Caddenin tam girişinde, Sevinç pastanesinin hemen önünde. Kimseye aldırmadan ve gözlerini dahi kırpmadan mükemmel bir konsantrasyonla işlerini yapıyorlar. Etraftan ilgilenenler ve resim çektirenler var. Arada birkaç kişi, önlerinden duran yine gümüş gri boyalı sepete, beğenilerini ve emeğe saygı ifadesini içeren birkaç kuruşu bırakınca nazikçe selam veriyor ve önceki hareketsiz hallerine geri dönüyorlar.
O günkü konsept bir İspanyol güzeli tiplemesi. Geniş fırfırlı eteğinin içinde, hafif boyun ve sırt dekolteli bir elbise ile oturuyor caddede hareketsiz şekilde. Birkaç dakika ben de izliyorum bu müthiş yeteneği. Düşünsenize dakikalar ve hatta saatlerce bir heykel edası içinde hareketsizce duruyor. Nasıl bir irade, beynin bedene hükmedişi ve sınırsız gücü kullanma yeteneği.
Beyin kıvrımlarımda bu düşünceler elektrik akımlarına dönüşürken bir anda amansız bir yağmur bastırıyor. Islanmamak için hemen bir saçak altına sığınıyorum. İnsanlar oradan oraya koşuşturmaya başlıyorlar. Islanmamak için büyük bir mücadele var. Kimi benim gibi bir saçak altına, kimi koştura koştura bir taksiye veya dolmuşa, kimi şemsiyesini açmaya çabalıyor. Caddede yürüyen hiçbir canlı kalmıyor. Caddenin müdavimleri kediler ve köpekler bile bir saçak altında. Herkesin dikkati birkaç dakika sonra bir yere odaklanıyor. Tam da İspanyol kızı canlı heykele yöneliyor bakışlar. Oysa hiç ödün vermeden ve sağanak halde atıştıran yağmura aldırmadan öylesine hareketsiz, işini yapmaya devam ediyor. Bardaktan boşanırcasına yağmur, sokakta oluşan küçük göletler, kaçışan insanlar hiçbir şey etraftaki hiçbir şey onu işini yapmaktan alıkoyamıyor. Büyük bir dikkat, konsantrasyon, disiplin ve prensiple görevini yapmaya devam ediyor. Öyle ya o bir canlı heykel. Canlı olabilir ama sonuçta bir heykel tavrı sergilemeli ki inandırıcı olsun.
Yaklaşık yarım saat süren sağanak yağmurun altında tereddütsüz görevini yapmaya devam etti. Arada arkadaşları kalkması için ısrar ettilerse de o hiç oralı olmadı. Şartlar ne olursa olsun amacına ulaşmak için gereken neyse onu yapmaya devam etti. İnanılmaz bir güçle ve istekle hiçbir engele takılmayarak görevini başarı ile yaptı. Enerjisi öylesine yüksekti ki etrafta seyredenler bundan oldukça etkilendiler ve yağan yağmura aldırmayıp şemsiyeli de olsa sepete para atmayı ihmal etmediler. Böyle bir iş disiplini, fedakârlık ve istek karşılıksız kalmamalıydı. Yarım saat sonra yağmur kesildiğinde ayaklanan canlı heykele sokaktan büyük bir alkış tufanı koptu. O an yüzündeki görevini tam anlamıyla yapmış olmanın verdiği huzuru ve mutluluğu fark eden oldu mu bilmiyorum ama o biliyordu.
Aslında hepimiz, hayatımızın akışı içinde, işimizde, sosyal yaşantımızda, ilişkilerimizde ve birlikteliklerimizde sağanak yağmur altında kalmışızdır. Saymadığımız kadar çok engelle karşılaşmışızdır. Tahmin ederim birçoğumuz engeller yüzünden yarı da bırakmış, vazgeçmiş ya da ertelemişizdir. Yön değiştirmiş ve bir daha harekete geçememek üzere tarihin tozlu yaşanmışlıkları arasına gömüvermişizdir. Öyle ki yapmak için fırsatımız olduğunda dahi tecrübelerimiz devreye girmiş ve daha başlamadan bitirmeye karar vermişizdir.
Oysa hayat vazgeçmeyenlerin, engellerden yılmayanların, ısrarla ve tutkuyla hedefine ulaşanların yanındadır. Başarıyı getiren küçük detaylar tam da buralarda gizlidir. Disiplinli olmak, engellerden yılmadan amacına tutkuyla bağlı olmak, severek mücadele etmek, vazgeçmemek ve harekete geçmek. Bunlar başaranların sırları.
Peki ya bizler. Ne zaman bahane üretmekten vazgeçip, yaşadıklarımıza ve kaderimize dem vurmayıp, amaçlarımızı gerçekleştirmek yolunda mücadeleye yılmadan devam edeceğiz. Ne zaman? Harekete geçmek, amaçladıklarınızı gerçekleştirmek ve mutlu olmak için daha neyi bekliyorsunuz. Bütün şartların uygun olduğu zamanı mı? İşte o an bu yaşanmış olayı aklınıza getirin, severek yaptığınız bir işte amacınıza ulaşmak için gereken disiplinli ve yılmaz mücadeleyi vermeniz için bunu düşünün ve hemen harekete geçin.
(Mustafa BAYINDIR - Mayıs '10)
